İnsanlığın gelişiminde enerjinin ağırlığı tartışılamaz. Enerji, hem insan yaşamı hem de toplumların ekonomik gelişimi için en temel faktördür. Bir yandan insan nüfusunun hızla artıyor olması, bir yandan da yaşam standartlarının yükselmeye devam etmesi ve sanayi ve teknoloji alanlarındaki gelişmeler ile birlikte, enerji tüketimi de hızla artmaktadır.
Ülkemizde de enerjiye duyulan talep giderek artmaktadır. Ancak enerjide, petrol, petrol ürünleri ve doğal gaz gibi dış kaynaklara olan yoğunlaşma ve bu kaynakların maliyetlerinin giderek yükseliyor olması, ülke ekonomimiz açısından ciddi bir yük oluşturmaktadır.
Ülkemiz 2010 yılında yaklaşık 29 milyon ton petrol tüketmiştir. Bu miktar bir önceki yıla göre yüzde 2’ye yakın bir artış demektir. Yine 2010 yılında ülkemizde yaklaşık 40 milyar metreküp doğalgaz tüketilmiştir. Bir önceki yıla göre artış oranı ise yüzde 9’dur. Hidroelektrik enerji tüketiminde ülkemiz dünyanın yüzde 1,5’unu gerçekleştirmiştir. Bir önceki yıla göre gösterilen artış yüzde 44’dür.
2010 yılında dünyada yenilenebilir enerji tüketiminde yüzde 16 civarında bir artış elde edilmiştir. Ülkemizde ise artış oranı yüzde 88’dir. Bu önemli bir noktadır. Fosil yataklarının gittikçe tükendiği günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek önemli bir gelişmedir.
Yaşanan iklim değişiklikleri, global olarak ciddi boyutlara gelmiştir. Atmosferde yaratılan kirlilik, yerküreyi güneşin zararlı ışınlarına karşı korunmasız duruma getirmiştir. Havaya salınan karbondioksit gazının miktarındaki artış ürkütücü boyutlardadır. Bu bakımdan enerji tüketiminde daha ciddi tedbirlerin alınması kaçınılmaz olmuştur. Ülkemizde de enerji ihtiyacını karşılayacak yatırımların yapılması ve bir enerji arzı probleminin yaşanmaması için önlem alınması gerekmektedir.
Ülkemizde enerji kayıplarının yıllık değeri 7 milyar dolar civarında tahmin edilmektedir. Üstelik yenilenebilir enerji kaynakları bakımında ülkemiz avantajlı bir konuma sahiptir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması global iklim değişikliği politikalarına uyum için gerekli olsa da diğer yandan dış ödemeler dengesi, isdihdam sağlanması, hava kirliği yüzünden yaşanan sağlık problemlerinin azalması ve enerji makiyetlerinin düşmesi gibi başka yararlar da sağlayacaktır.
Enerji tasarrufu sağlanması ve enerji verimliliğinin arttırılması yönünde çabaların bir sonucu olarak 2007 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Enerji Verimliliği Kanunu çıkarılmıştır. Bu yasanın temel amaçları şunlardır:
Ayrıca Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından yayınlanan ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’nin hedefi, işletmelerin sorumluluk duygusu ile bu yönde enerji kullanım politikalarını belirlemeleri ve yönetmeleridir. Bu doğrultuda Türk Standartları Enstitüsü tarafından, TS EN ISO 50001 Enerji yönetim sistemleri - Şartlar ve kullanım için kılavuz standardı yayınlanmıştır.
Enerji verimliliği demek, harcanan enerjinin daha fazla hizmet ve ürüne dönüşmesi demektir. Yukarıda açıklanan gerçekler enerjinin daha verimli kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir.
Kuruluşumuz ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’ni kuran ve yöneten işletmelere belgelendirme hizmetleri vermektedir.